DERSİM ZAZA PLATFORMU
   
  Dersim Zaza Platformu
  Dr.Daimi CENGIZ
 




KIBLESİ KİTAP VE GÜNES OLANLAR

 

Dr.Daimi Cengiz

 

 

1850’li yillarda Dersim’in Putik (Kuyluca) köyü mezarliginda  „Cê Saê Rayverê Gulavi“ (Rehper Gülabi oglu Six Ali) Ailesi adina insa edilen mezar taslarini oyma tas isciliginin dekoratif motifleri bezemektedir. Bu mezar taslarinin birinin günese bakan cephesinin alt tarafina kitap, üstüne ise günes kursu kazinmistir.

Dersim inancinda günes kibledir. Genel olarak Anadolu Kizilbas Alevileri arasinda „insan okunacak en büyük kitaptir“ inanci kabul görür. Günes ve kitap aydinlan­mayi sembolize ederler.

    
                      

Kiblesi günes olan, ölüsünün yüzünü günesin dogus yönüne ceviren ve sabah günesinin ilk isinlarini kible kabul edip secde duran Dersimlilerin mezar taslarina günes kursunu kazimalari 
anlasilirdir.

 

Derleyip ve icra ettigim „Duzgi Duzgi“ adli samah formundaki bir Dersim dini ezgisinde „defter“ adi altinda kitabin önemine vurgu söyle yapilmaktadir.

                             

                              „ Ez ve qirvanê nam u nisani

                              Pelgê defteri rade horê bi wani

                              Gola Dêsimi kena bavokê kami

                              Berkenê bergeyi benê gavani“(1)

Türkcesi:

                              Namina nisanina kurban oldugum

                              Defterinden bir sayfa ac okuyayim.

                              Dersim Göletini kime emanet ediyorsun

                              Tasirirlar, yol yolak olur etekler.

 

Kitabin önemine vurgu yapan baska Dersim dini ezgileri de vardir.

Osmanlinin kiyimlari neticesinde bu halk sarp ve adeta bir Göleti andiran cografyaya sikistirilmasina, mektep ve kitaptan mahrum birakilmasina ragmen,  sifahi (halk) edebiyatinda „Qesekerdene saydo, nustene qeydo“ (Konusmak avdir ucar gider, yazmak ebedi kayitli deger) gibi özdeyislerle yazinin ve kitabin önemine yine de vurgu yapmistir.

 

Prof. dr. Rasim Efendiyev mezar taslari üzerine olan arastirmasinda „Daslarda Danisir“ (Taslarda Konusur)(2) ifadesini kullanir. Dersim mezar üstü koc, sanduka, sütun ve insan figürü seklindeki mezar stellerinin dili olan semboller analiz edildiginde, epigramik yazilari cözül­dügünde; Dersim insaninin tarihi, kim­ligi ve kisiligi daha da anlasilir olacaktir. Bu nedenle mezarlarin dilini cözmeliyiz.   

Dersim’den doguya dogru gidil­di­gin­de Igdir, Ermenistan, Iran Azer­bay­cani’, Kuzey Azerbaycan, Gürcistan, Kaza­kistan ve Türkmenistan cografyasin­­­da da koc mezar baslarina rastlanil­mak­tadir. Koc mezar basliklari ile ilgili eski Sovyet Türk Cumhurriyetlerinde, Ermenistan ve Gürcistan’da; Tas­kent’in Yahudi kökenli bilim adam­lari Masson ve Belinski tarafindan ciddi arastirma­larin yapildigini belirt­meliyim.
                             
               

Dersim’de erkeklerin mezari üstüne konulan koc heykeli; erkekligi, gücü, yigitligi, dövüscülügü temsil eden külttür. Maldarlik (hayvancilik) remzi mahiyeti tasimaz. Dersim’de yigit, dövüscü, atici ve kahraman erkekler, kocun nitelikleri ile nitelendirilir. Örnegin,“ Serê mino beran, vosnê mino qer“ (Aslanim, kocum. Kara kocum) anlamina gelen deyimler kullanilir. Koc heykeli ayni zamanda „bu mezarin altinda bir kocyigit, bir erkek yatiyor“anlamini da ifade eder.


Bu koc heykelleri aydinlanmayi sembolize eden kitap ile yildiz, ay ve günes gibi gök kültleri bezemektedir. Hayat, bolluk, sifa ve mihmandarligi temsil eden testi, honca, basak remzleri ve sahin, at, kama, kilic, silah remzleri ise aticilik ve savasciligi ve de saz ile sanatciligi temsil etmektedir. Ayrica epigramik yazilar…     

         
             

 

Özellikle Dersim’deki koc mezar baslari, tarihimizin yegâne mimari yapilaridir. Bu koc heykeller gömülü bir tarihin ebedi bekcileri ve abideleri olarak olanca heybeti ile mezarliklarimiza ayri bir anlam ve görünüm katmaktadirlar.

 

Mezar taslarinin sembol ve epigramik yazilari  uzmani Prof.dr. Mesedi Xanim Nimetova’nin deyisi ile „bu sembol ve epigramlarin dili cözülmelidir.“ O taslar da tarihe taniklik etmektedir. Nimetova’nin cözdügü bir mezar tasinda su dörtlük yazilidir:

 

                „Var idim izim kaldi / Ates idim közüm kaldi

                Asrin tas hatiratinda / Benimde sözüm kaldi“(3)

 

Dersim mezar taslari daha cok sembol agirlikli islemeler ve daha az epigramik yazilar ihtiva etmektedir. Bu epigramlar cogunlukla özlü sözler olup sembollerle birlikte zamana direnen mezar taslarinin pus ve yosun kapli örtüsü altinda gelecege birakilan mesajlardir.


Geleneksel mezar taslarimiz birer hatira defterleridir. Ask, ayrilik, ölüm, yi­gitlik, mihmandarlik, aydinlanma, adalet, inanc ile meslek ve hüner gibi te­ma­­­larin, dilek ve temenni sembol ve yazi­larinin oyuldugu hatira defterleri­miz­dir. Mezar taslarimiz „Asrin tas hatiratin­da kalan sözümüzdür.“ 

              
 

 Dersim’de tasin hatiratinda izi kal­mayan ama emektar öküzlerin ayaklari altina gömülerek halkin bellegininin hatiratinda derin iz birakan, emegi yücelten Memê Memis gibi köylü emekcilerinde sözü vardir.

 

                                                *********

 

Geleneksel Dersim inancinda rehper postuna oturan ve secere sahibi olan „Cê Rayverê Saê Gulavi“ ailesinin iki asirlik mezar taslarinin sembollerinin sirri cözüldügünde bugününü okumak mümkündür. Bu tesadüf ve kehanet olmasa gerek…Iste mezar taslarindaki kitap ve günes sembollerinden yola cikilarak katedilen yolun kisa bir izdüsümünün öyküsü…:

 

Kureysan (Khuresu) ocaginin Qaju koluna mensup Rehper Gülabi Ailesinin bu mezar hatiratlari, üstlendikleri rehberlik misyonu ile uygunluk arz eder. Dersim Kirmanc Aleviligi (Raa Haqi) ögretisinde rehper, pir, mürsid hiyerarsisi vardir. Rehperin görevi talibi yola koyan, yolun ve inancin ilk gerekleri hakkinda  aydinlatici bilgi sunan kisidir.

 

Bu rehper aile „Dersim 38“ öncesi „Cê Saê Rayverê Gulavi „ adi ile anilirdi. Soyadi kanunu ile Düzgün ve Özcan soyadlarini aldilar. Rehperlik rolleri, taliplerini aydinlatma ve hukukunu saglamak idi.

 

Ortak atadan gelme bu akraba rehper aileler Dersim (Tunceli) merkezine 10 km.yakin olan Munzur Vadisi’ndeki Baxcê Meleke mezresinde meskundurlar. Merkezi Dersim disindaki il ve ilcelerde de talipleri bulunan Özcan ve Düzgün ailelerinin yüzyillardir sahip olduklari bir de secereleri vardir. Secerenin oldugu bu ev, talip olan ve olmayan Dersimlilerin ziyaret akinina ugrardi. Kutsal addedilen bu evde kurbanlar kesilir, Kirklar Cemi tutulur, Gülbanklar alinir ve niyazlar verilirdi. Ayin-i cemde dervisler transa (tewt) gecer ve atesler köze dönerdi.

 

Pek yakinda Munzur Vadisi’nde yapimi biten Uzun Cayir Baraji sularina gömülecek olan bu kutsal evde yapilan Kirklar Cemi’nde, küsülü talipler(davali ve davaci) Mansur’un Dari’na kaldirilirdi. Darda duranlara rehper, Ehl-i Cemaat huzurunda yargilama yapmadan önce su hatirlatmada bulunurdu:

„Verê to yaro, peê to Zilfeqaro    „Önün yardir,arkan Zülfükardi
To chi diyo, chi hesno eyi vaze  Ne gördün, ne duydunsa onu söyle
Yisu guna horê dêndaro“(4)      Insan günahina borcludur“

 

Yar (ucurum) ile Zülfükar arasinda, rehper ve pirin karsisinda, ehl-i cemaatin huzurunda taliplerin hukuku saglanirdi. En agir suc „Yol düskünl­ügü“ (toplumdan dislanma) olmasina ragmen; ölüm, iskence, mahpushanenin olmadigi bir hukuk gerceklesirdi.

Bu kutsal ev psikolojik vd. rahatsizligi olan hastalarca da ziyaret edilirdi.

 

Özcan ve Düzgün Ailelerinin Cumhurriyet Dönemi nesilleri ise bu geleneksel islevin tesiri altinda olsa gerektir ki modern hukuk ve tipa yöneldiler. Hasan, Hidir ve Cagdas Özcan ile Hüseyin Düzgün avukatlik meslegi ile yine hak ve hukuku kollamaya calistilar. Dr. Umut Özcan  kendisini, insanligin bas belasi obezite („Tipp 2 Diabetik“) ile savasa ve saglik-sifa bulmaya adadi. Evren Özcan kanserli hücrelerin kimyasi üzerine,  Mesut Özcan ise yayinlari ile aydinlatmaya…

 

Yakindan tanidigim bu rehper ailelerin cagdas nesillerinin mesleki öyküleri de ilginctir.

 

Tanidigim Av.Hüseyin Düzgün’ün babasi Lalê Saê Rayveri, adindan da anlasilacagi üzere lâl ve sagirdi. 1970’li yillarda Cumhurriyet Gazetesi’nin ciddi bir alicisi idi. Aldigi gazeteyi baskalarina okutarak bilgilenmek isterdi.

 

Av. Hidir Özcan ile ayni dönemde (1975-76) 4 yillik Ögretmen okullarinin liseye dönüstürülmesi uygulamalarina karsi boykot eylemlerinde bulunmustuk. Bundan dolayi dönemin MC hükümeti tarafindan okuma hakkimizdan mahrum birakilmistik. Hukuk mücadelemizi kazandigimizda ise sürgüne tabi tutulduk.

 

Yillar sonra onunla Türkiye’nin sayili avukatlarindan biri ve Haci Bektasi Veli ve Anadolu Kültür Vakfi’nin yöneticisi olarak Uluslararasi bir sempozyumda karsilastim. O, bir cok Üniversite rektörünun ve akademisyenin hukuk danisman­li­gi­nin yani sira, Azerbaycan’in Sosyal Güvenlik Kurumu’(savas gazileri)’nun Türkiye kurumlari nezdindeki  hukuk danismanligini da yapiyordu. Özcan, bir cok yazarin avukatligini ve hukuk danismanligini da yapmaktadir.

 

Yasar Kemal kalemini Özcan’in kizi Ilayda’ya „kirmamak“ ve „satmamak“ kaydiyla hediye etti. Hidir Özcan, bir cok yazar ve akademis­yen­in danismanligini yapmakla aydinlanmanin hukukunu icra diyor. Galiba dedelerinin aydinlatma misyonunu…

 

Dr.Umut Özcan’nin Tunceli ortaokulunda baslayan, Ankara Fen Lisesi’nde devam eden, ardisira  Cerrahpasa Tip Fakültesinde, oradan da  ABD’deki Harvard Üniversitesine uzanan ilginc bir öyküsü vardir. 36 saat labaratuvarda yatip kalkan bilim adami olarak Obezite (Tip-2 dibetik) hastalarinin imdadina kosan ve onunla ilgili ilaci kesfederek, genc yasinda Tip tarihine gecen bilim adamidir. Yürüttügü proje Tip alaninda dünyanin bes büyük projesinden biridir.*  

Eren Özcan, kanser hücrelerinin kimyasi üzerinde ciddi bilimsel calismalari olan bilim insanidir. Bilimsel calismalarinda epey yol katetmistir.

 

Mesut Özcan ise „Kirkbudak“ (Alevi literatüründe isik, mum, cerag) adli hakemli akademik derginin yayin yönetmenligini yapar. „Dersim“ dergisinin  yayin yönetmenligini  de.. O, yönettigi Kalan Yayinlari ile Dersim ve Alevi kültürüne dair bir dizi eseri yayimlayarak ve Dersim Folkloru ile alakali kitap ve yazilari ile aydinlatma cephesine katkida bulunuyor.

 

Cagdas Özcan, Uluslararasi ticaret hukuku alaninda lisansüstü egitimine hazirlik yapiyor. O’da bu sürece katki sunmaya aday olan genc aydinimiz…

 

Av. Hüseyin Düzgün, duydugum kadariyla kendi alaninda  basarili hukukculardan. Av. Hasan Özcan durgun ve sakin bir su gibi...Ama gelecegin bilim isani U.Özcan’in arkasindaki emektar baba ve hukukcu olarak meslegini icra etmektedir. Haydar Düzgün ise aramizdan  zamansiz ayrilan bir egitimci idi.

 

Iste ol rehper ailenin öyküsü…Mezar baslarimiza daha fazla koc koyalim. Ve mezar taslarimiza daha fazla kitap ve günes motifi islemek dilegiyle...

 

 

1)          Daimi, Sevda ve kavga ezgilerinde Dersim, 1993-Istanbul

2)          Efendiyev Prof. dr Rasim, Daslarda Danisir, Genclik Yay, 1980-Bakü

3)          Nimetova Prof.dr Mesedi Xanim, Azerbaycan Kabir Taslarinin Epigramlari, Nurlan Yay, 2008-Bakü   

4)          Cengiz Dr. Daimi, Dersim Folklor Derlemeleri (Özel Arsiv).  



* Milliyet gazetesinden kesip aldigim Dr.Umut Özcan’in Tip-2 Diabetik calismasina dair küpürü, evimde masamin üzerine koyuvermistim. Kapimi kapatip cikarken, kapi esintisi sonucu fotografli küpürün yere düstügünü gördüm. Binadan ayrildim. Arabama binmek üzere iken, icimin rahat olmadigini hissettim. Fotografli küpürün yerde durusu icime sinmedi. Kendi kendime „O bir bilim insanidir. Yere düsen fotografi da olsa yerde kalamaz“ dedim. Ve geri  3. kattaki evime dönüp yerdeki fotografli küpürü alip öpüp tekrar masamin üzerine koydum. Ve evden huzurla ayrildim. Bu hassasiyet aydinlanmaya ve gercek bilim insanina olan saygi geregi idi.

 
Çıme/Kaynak: http://www.gomemis.com/news_detail.asp?NewsID=331 

 

Makalenin tamamını okumak için

 tıklatınız..

 

 

 
  Heute waren schon 2 ziyaretçi (3 klik) hier! Dersim Zaza Platformu  
 
Dersim Zaza Platformu Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden